Çanakkale'nin Sulak Alanları Kuş Cenneti Oluyor
Çanakkale'nin sulak alanları, son yıllarda mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları nedeniyle kış aylarında önemli bir su kuşu popülasyonuna ev sahipliği yapıyor. Kavak Deltası, Suvla Tuz Gölü, Gökçeada Dalyanı, Biga Çayı ve sulak çayırları, Çardak Lagünü, Sarıçay Deltası, Umurbey Lagünü, Kumkale Sazlığı, Akşin Deltası ve Araplar Boğazı gibi çeşitli alanlar, binlerce kuşun kışlama ve beslenme noktası haline geldi. Bu artış, iklim değişikliğinin etkilerinin yanı sıra, koruma çalışmalarının da olumlu sonuçlarını gösteriyor. Kuş sayılarındaki artış, bölgenin biyolojik çeşitliliği açısından da büyük önem taşıyor. Sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımı, bu zengin ekosistemin geleceği için kritik öneme sahip. Çalışmalar, bu alanların sadece kuşlar için değil, aynı zamanda bölge ekonomisi ve çevre sağlığı için de büyük bir değer oluşturduğunu gösteriyor. Bu ekosistemin korunması, gelecek nesiller için de büyük bir miras olarak kalacaktır. Su kuşlarının göç yollarının ve yaşam alanlarının korunmasıyla ilgili uluslararası işbirliği de bu artışı destekleyici bir faktördür.
Kış Ortası Su Kuşu Sayımı Sonuçları
Uluslararası Sulak Alan Kurumu (Wetlands International) tarafından gerçekleştirilen kış ortası su kuşu sayımları (KOSKS), Çanakkale'deki sulak alanlarda önemli bir artışı ortaya koydu. 2022'de 44 cinsten 7 bin 808, 2023'te 39 türden 9 bin 281 ve 2024'te 40 türden 11 bin 929 su kuşu sayılmıştı. Bu yıl ise sayım sonuçları daha da etkileyici: 51 türden toplam 15 bin 660 su kuşu gözlemlenmiştir. Bu artış, Türkiye'deki sulak alanların önemini bir kez daha vurguluyor. Sayımların düzenli olarak yapılması, su kuşu popülasyonlarındaki değişiklikleri izlemek ve koruma stratejilerini geliştirmek için hayati önem taşımaktadır. Bu veriler, koruma çabalarının etkinliğini değerlendirmek ve gelecekteki koruma stratejilerini şekillendirmek için kullanılmaktadır. Ayrıca, bu sayımların uluslararası işbirliğiyle yürütülmesi, farklı bölgelerdeki sulak alanların korunması konusunda küresel bir farkındalık yaratmaktadır. Bu artışın devamlılığı için, sulak alanların korunması ve sürdürülebilir yönetimi büyük önem taşımaktadır.
Koruma Çalışmaları ve Sulak Alanların Önemi
Tarım ve Orman Bakanlığı 2. Bölge Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Ozan Hacıalioğlu, 4 Nisan 2014'te yürürlüğe giren Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği çerçevesinde yapılan koruma çalışmalarına değindi. 2019'da Gökçeada Tuz Gölü "ulusal önemi haiz sulak alan", geçen yıl Kumkale Deltası ise "mahalli sulak alan" olarak tescil edildi. 2024 yılında Kavak Deltası, Suvla Tuz Gölü ve Çardak Lagünü'nün mahalli sulak alan olarak tescil edilmesi için çalışmalar tamamlandı ve onay bekleniyor. Türkiye'nin Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi'ne 30 Aralık 1993'te taraf olduğunu hatırlatan Hacıalioğlu, sulak alanların su kuşları için hayati önem taşıdığını, sel ve taşkınları önlemede, su kaynaklarının temizlenmesinde ve karbon biriktirmede rol oynadığını vurguladı. Bu alanların korunması, biyolojik çeşitliliğin devamlılığı ve iklim değişikliğine karşı mücadele açısından büyük önem taşıyor. Sulak alanların sürdürülebilir yönetimi, bu ekosistemin geleceği için şarttır. Bu alanların sadece ekolojik değil, ekonomik ve sosyal faydalarının da dikkate alınması gerekiyor. Yapılan araştırmalar, sulak alanların birçok hizmeti ekosistemi için ve toplum için sağladığını göstermektedir.
Gelibolu Yarımadası'ndaki Suvla Tuz Gölü'nde yapılan sayımda, 20 cinsten 3 bin 145 kuş tespit edildi. Bu alanda, küresel ölçekte nesli tehlike altında olan flamingo, suna, angıt, çeltikçi, tepeli pelikan ve kılıçgagan gibi türlerin de gözlemlenmesi, bölgenin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.